Tabula rasa veya tabula rosa John Locke'ın ortaya attığı "boş levha" önermesine işaret eder. John Locke'a göre, zihnimizde doğuştan gelen bir fikir yoktur. Bununla birlikte, nedenselliğe de karşı çıkar. Şeyler arasında kurduğumuz zamansal ve uzamsal ilişkiler, onların kendilerinde özellikleri değil, bizim deneyimsel alışkanlıklarımızla ilgilidir. (Buradaki "deneyimsel" kavramı bilinçli yürütülmüş bir aşama değil, salt tanıklıktır.) Olgular arasındaki bağıntıları, kendi yöntemlerimizle bilemez, sadece onlara atıflarda bulunuruz. Doğa kurallarla işlemez, formülizasyon sahibi değildir. İnsanlar, doğayı ya da olguları algılayabilmek için, sistemler, formüller, öncelik-sonralık ilişkileri kurarlar.
Bu mesajı yanıtlamak için, şu bağlantıyı tıklayabilirsin:
http://www.facebook.com/p.php?i=100000884402039&k=Z6E3Y56SQZ5E6AMJPB63QURWVSDFV5ZNUWIR1DVCTQ&oid=1744894663110
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder